Monday, January 16, 2017

Teşkilatı Mahsusa

Milli Mücadele’ye yön veren direniş hareketinin, Cihan Harbi sona ermeden önce örgütlendiği anlaşılıyor. Lideri muhtemelen Enver Paşadır. Yenilgi ihtimali hesaba katılmıştır; yenilginin 1912-13 Balkan Savaşı’ndaki gibi topyekûn hezimete dönüşmemesi için hazırlık yapılmıştır. Özellikle 1918-1919 kışına ilişkin anlatıları dikkatli bir gözle okursanız teşkilatlanmanın izlerini net olarak görürsünüz. (Mesela bundan sekiz on yıl önce çıkan Afyonkarahisarlı Mehmet Şükrü Bey’in anıları [İkazcı Mehmet Şükrü, Dipnot Yay. 2007]; yine o ara yayınlanan Orhan Kemal’in babası Abdülkadir Kemali Bey’in biyografisi [Everest Yay. 2009]. Rauf Orbay’ın Cemal Kuntay tarafından derlenen beş ciltlik anıları, özenle okunmak kaydıyla, çok bilgi içerir.]

Tarih yazımı açısından ilginç olan soru şu; Mustafa Kemal Paşa bu teşkilatın başına hangi tarihte geçti? Mesela Filistin cephesinden uzaklaştırıldığı 1917 yazında, ya da yeni veliahtın siyasi mihmandarlığına atandığı 1917 Aralığında, karanlık noktalarla dolu bir “tedavi” için Viyana’ya gittiği 1918 Mayıs-Haziranında, ya da Ahmet İzzet Paşa kabinesinde Harbiye Nezareti talep ettiği 1918 Ekiminde işin içinde miydi? Talat Paşa kabinesinin istifasından kısa bir süre önce, Mustafa Kemal’in en yakın siyasi müttefikleri olan Fethi ve Rauf Beylerin “taze kan” olarak Meclisi Mebusan’a dahil edilmelerinin sırrı neydi?

1919 Mayısından 1922 Eylülüne uzanan süreç esas itibariyle Mustafa Kemal’in Enverci kadroları tasfiye ederek iktidarı ele geçirmesinin sürecidir desek çok yanılmış olur muyuz?

Enver’in 1921-22’de Moskova’dan eşine yazdığı mektupları geçen sene Bardakçı yayımladı. Can alıcı konuları çoğu zaman kapalı bir dille yazmış. Ama sorgulayıcı bir gözle okuyunca şunlar anlaşılıyor. 1. Almanya’dan Mısır ve Afganistan’a uzanan bir coğrafyada, Komintern modeli üzerinden bir ihtilal teşkilatı kurma çabasındalar. 2. Anadolu’ya dönüp teşkilatın başına geçmek için Mustafa Kemal’in tökezlemesini bekliyor. Belli ki Ankara’da kilit bazı şahsiyetler MK’den çok Enver’e bağlı, ya da ikili oynuyorlar. 3. Londra Konferansında (1921) Ankara rejimi İngiltere ile anlaşacak olursa, Moskova’nın desteği ile darbe yapıp idareyi ele alma hayali kuruyor.

Bugünü anlamak açısından da büsbütün alakasız değil bunlar.

No comments:

Post a Comment